Şehidler, şehidler... Şahidler, şahidler...
Şehidler diridir, her an aramızdadır...
Metris isyanlarında şehid olan Sancar Kartal için nasıl “ölü”deriz?
Bandırma isyanlarında şehid düşen Hasan Meriç için nasıl “ölü”deriz?
Ölü kim, onlar mı yoksa bayrağı yüksekte taşımayanlar mı? Eşi-işi dişi arasında kalanlar mı?
Metin Yüksel Fatih caddelerinde kurşunlarla akıncı türkülerini bestelerken, şehid Cahid Ayaz Atatürkçü Düşünce Derneğine bombalarını yerleştirirken, Doğu’nun dağlarında İRKM’nin militanları şehid düşerken, “Salih gelsin başımıza geçsin!” diyen Şeyh Muhammed Emin şehid düşerken...
Ya Irak’ta şehid düşenler, ya Afganistan’da, ya Çeçenistan’da...
Ya Efsanevi Çeçen Akıncı Komutan şehid Şamil Basayev... Bana haber göndermişti “görüşelim” diye. Çeçenistan’a gitme hesapları yaparken TC. operasyonu ve zindan. Fakat gönüllerimiz bir ve herkes kendi cephesinde gerekeni yapıyor. Kumandanın kendinden zuhur ve “gerekeni gereken yerde yapma” ilkesiyle...
Fatih İsmailağa’da şehid düşenler Hızır Hoca ve Bayram Ali Hoca... Hassaten Bayram Ali Hoca ile Taraf Dergisinin Ehl-i Sünnet mücadelesinden gelen bir tanışmamız ve bize İmam-ı Rabbanî Hazretlerinin sapık kollarla ilgili uzun mektubatını sadeleştirerek göndermesi ve yayınlamamız. Onu bir Ehl-i Bidat olan TC’nin asker-polis karışık illegal güçleri şehid etti. İBDA mensuplarının İsmailağa’ya ve Adıyaman’lıya ziyaretleri istihbarat ve hassaten orduyu rahatsız etmişti. Cemaat bağlılığı hassaten tarikat bağlılığı, ordudaki hiyerarşiye aykırı imiş. Ordu çetelerden geçilmiyor ve Allahsızlığın olduğu yerde bilhassa ölümle burun buruna olan askerde bu Allahsızlık hiyerarşi bırakır mı? Niye “Allah Allah” diye taarruzda bulunmak mecburiyetinde hissediyorlar kendilerini?
Gencecik Mustafa Bilgi o temiz ve saf yüzlü, MTTB’ye atılan bir bomba ile şehid düşerken...
Şehid Sedat Yenigün hoca... Lise hocası ve okulda akıncı gençleri yetiştiriyor... 12 Eylül öncesi... Irkçı köpekler rahatsız oluyor ve Fatihte yürürken şehid ediyorlar Sedat Hocayı...
Bayrak dalgalanıyor, şehidlerle, şehidlerin bereketiyle daha güçlü... Saddam Hüseyin’in şehadetiyle .Çıkan Haftalık Baran dergisi... Ve Saddam’ın şehadetini protesto eden İBDA’cı gençler İran Konsolosluğunun önünde gözaltına alınıyor ve bundan dolayı tutuklanıyorlar TC. tarafından. Küfür tek millettir.
Yine o dönemde şehid düşen akıncılardan bazıları. GÖLGE ve AKINCI GÜÇ dergilerinden takip ediyoruz: İstanbul’da ırkçılar tarafından şehid edilen Metin Yüksel, Edirne’de ırkçılar tarafından şehid edilen İmam Erdoğan Tuna, Ankara Celil Yıldırım, İstanbul’da Disk taraftarları tarafından şehid edilen işçi Hasan Kaya, Antalya’da bıçaklanarak şehid edilen İ.H.L. son sınıf öğrencisi İsmail Mekik, Konya’da 29 Mayıs Fetih mitinginde polis tarafından şehid edilen akıncı Hasan Sürel, Balat’ta kızıl kuyrukçular tarafından evlerine baskın düzenlenerek şehid edilen A. Hasim Sönmez ve Orhan Ünal, 18 Ağ. 1978 Cuma günü İstanbul’da kızıl kuyrukçular tarafından şehid edilen Salih Kara, Gürsel Kabadayı vs. vs.
Bu şehid akıncıların birçoğu Akıncı Güç dağıtımını da yapıyordu. Şehidlerimizi anan Akıncı Güç militanlarının bombalı pankartlarında şunlar yazıyordu, Akıncı Güç dergilerinden: “Şehidler Ölmez. Yaşasın YENİ NİZAM-YENİ İNSAN kavgamız! Kahrolsun emperyalistler ve onların yerli kuyrukçuları!”
Ve AK-GENÇ ve AK-LİS kongreleri yapılıyor ve şöyle haykırılıyordu:
“Bundan böyle Komünizmi de, Faşizmi de, Kapitalizmi de, Siyonizmi de kısaca her türlü emperyalizmin karşısında Mutlak Fikrin İktidarı için and içmiş olan bizleri bulacaktır. Yaşasın Mutlak Fikir Bağlılarının gerçek bağımsızlık savaşı!”
İnkilapçı hareketi sistemleştiren Üstadın Malatya zindanı... Büyük Doğu’nun yayınları üzerine dönme gazeteci Ahmed Emin Yalman’ın Malatya’da kurşunlanması... Ve GÖLGE ye kapak olan Malatya Belediye Başkanı Hamido’nun (Hamid Fendoğlu) bir bombalı paketle gelini ve torunuyla şehid edilmesi... İstanbul Şehzadebaşı’nda olayı protesto eden akıncı gençler ve olayda GÖLGE’nin genel yayın müdürünün polisle çıkan çatışmada kolunun kırılması... Yine Akıncı Güç sayfalarından bir haber: “Dokuz kurşunla şehid edilen Mirza Korkmaz hakkında konuşan Malatyalı Akıncıları: “Yeni Nizam-Yeni İnsan kavgamızda şehid olan Mirza kardeşimizin anısına mücadelemizde yaşayacaktır. Akıncı hareketin güçlenmesine ne düzen ne de onun koruyup kolladığı, kızıl kuyrukçu beslemeler engel olamayacaklardır” demişlerdir.”
Ve bugün (2007) Malatya’da misyonerlik faaliyeti yapanların Anadolu’nun gençleri tarafından öldürülmesi... Anadolu, Necip Fazıl ve Salih Mirzabeyoğlu’nun çağrısına kulak veriyor, Mutlak Fikrin emrinde emperyalist işbirlikçileri kovalamaya devam ediyor... Ve Büyük Doğu yatağı Kayseri’de Hicret mitinginde Kemal Özdemir şehid düşüyordu, BD- İBDA bayrağını dalgalandırmak için...
Erzurum’da patlama sonucu bir akıncı daha şehid Sefa Eryağan... Emniyet yetkilileri olayla ilgili açıklamalarında; patlamanın evde bomba imal ederken meydana geldiğini ve evde yapılan aramada iki tabanca ile çok sayıda mermi ve bomba yapımında kullanılan maddeler ele geçirildiğini iddia etmişlerdir.
Yiğitliğiyle her türden kuyrukçuyu titreten Metin Avcı Mutlak fikir kavgasında şehid düşüyor, bayrağı diğerlerine devrediyordu.
Mutlak fikir bağlısı Ordu-Kargan kaymakamı kızıl kuyrukçular tarafından vuruluyordu. 5 Kasım 1978 günü Adana’da kızıl kurukçular tarafından şehid edilen AKINCI kardeşimiz MUSTAFA EMEKSİZ’e rahmet diyordu Akıncı Güç sayfaları... Anısı mücadelemizi ışık tutacak diyordu ve bugün dava İBDA bayrağıyla aynı kararlılıkla yürüyor.
Bayrak yarışı devam ediyor... Düşen bayrağı yanındaki akıncı alıyor, bir diğerine devredene kadar dalgalandırıyordu...
25 Şubat 1995... Cezaevine girişimin 3. günü, Ankara ADD’ye bomba bırakırken şehid düşen Cahid Ayazın haberini izliyorum... Hafızamı yokluyorum ve Cahid Ayazın Taraf dergisine ziyaretini hatırlıyorum. Buna vesile olan da yine içeride olan ve Cahid Ayazın  okuldan arkadaşı bir başka gönüldaş... Filistin’de şehid düşenler, Ankara’da şehid düşenler, İkiz Kulelerde şehid düşenler, Çeçenistan’da, Bosna’da şehid düşenler; Mutlak Fikrin bağlısı akıncılar... Dünya sizinle güzel ve sizinle güzelleşecek... “Şehadet bir çağrıdır, tüm nesillere ve çağlara...”
Şehid Cahid Ayaz... Taraf dergisinin Fatih’te bodrum kattaki bürosunda onu görmüştüm, dergiye maddi yardımda bulunmuştu ve gözlerinin içindeki o tebessümü, o ışıltıyı unutamıyorum. Allah rahmet etsin ve şefaatini üzerimizden eksik etmesin. Sadrettin Hoca’nın bir kitabından iktibas ettiğimiz “Şehidlerin Hayatı” yazısını hatırlıyorum da “Şehidler Tugayının” kim bilir nerde, neler yaptığını hayal değil, gerçek olarak varsayıyorum.
Şehid Cahid Ayaz, Devlet İstatistik Enstitüsünde çalışırken, böyle bir işi varken şehidliği seçmişti. Dünyada elde edebileceğimiz en yüksek makamı, şehidliği...



Baran Dergisi 32. Sayı