Şike yasası vetoya rağmen Meclisten geçti; CHP’si, AKP’si, MHP’si birlik oldular ve aynen onayladılar.
Futbolun gücü mü,   Meclisin tabansızlığı mı? Futbol öyle bir sektör oldu ki bütün partiler bu işin içinde. Aralarındaki kavgaları bile hemen unuttular. Fakat bu olay kamu vicdanını yaraladı. AKP, gücüne güvenip bunu absorbe edeceğini ve esasen halkın da unutkan olduğunu düşünüyor herhalde. Halkın güvenine sahip olduğu için başka yerden gözünü boyayabileceğini hesaplıyor olabilir AKP .
Cübbeli Ahmed Hoca, bir alacağını suç örgütüne havale etmekten dolayı tutuklandı. Cübbeli Ahmed Hoca, “üçlü din” zırvalarına karşı etkili yayın yapan ve Fetullah Gülen cemaati tarafından sevilmeyen biri. Ayrıca AKP’ye karşı Saadet Partisine yakın biri. Cübbeli  Ahmed  Hoca’nın bir açığı bulunarak kendisine siyasî ve ideolojik infaz yapılmış olabilir, bu vesileyle itibarsızlaştırma amacı güdülmüş olabilir. Basından okuduğum kadarıyla  Cübbeli Ahmed hoca hakkındaki iddialar ciddî ve inandırıcı görülmüyor. Eğer böyle ise Cübbeli Hoca’nın yanındayız! Daha önce Cübbeli Hoca’ya “provakatör” diyerek hakaret eden Yeni Şafak gazetesinin TV Net kanalı ise, bir mankenin görüntülerini Cübbeli Hoca’yla peşpeşe yayınlayarak aynı hakaret ve karalama mantığını sürdürdü.
Şike yasasını kabul eden Meclis’te bütçe görüşmeleri yapılıyor. CHP’nin iktisatçı milletvekili Hurşit Güneş şunları söylüyor:
“Bütçe açığı nasıl kapatılacak. Enflasyon olmayacak ve büyüme devam edecek,  diyor hükümet, ama nasıl? İhracat artacak,  diyor hükümet , ama daralan dünyada bu nasıl olacak? Dünyanın en pahalı benzini-mazotu bizde. Dış açığı nasıl kapatacaklar?”
Hükümetten Ali Babacan ise,  Batı ve Dünya krizine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Son yüzyılda dünya böyle krizle karşılaşmadı! Hem banka krizi, hem de devletlerin imzasına güvensizlik var. Hiç ikisi bir arada olmamıştı.Yüksek borçlar, yüksek kamu açığı , kriz sebebi. Almanya Merkez Bankası para basıp hazineye veriyor. Biz böyle yapmıyoruz. Batı,  yapılacakları gördüğü halde iktidar hesapları  ve çıkar çevreleriyle ilişkileri yüzünden adım atmıyor.”
Hurşit Güneş tekrar söz alarak hükümetin rakamlarla nasıl oynadığına güzel bir misal verdi:
 “işine geldiği zaman dövizden hesaplayıp artış gösteriyorlar. Millî gelirdeki artışı da bu şekilde veriyorlar. Millî gelir kişi başına indirirsek %13, dövizle hesaplarsak %160 oluyor. Döviz olarak başından hesaplanırsa Millî Gelir o zaman nasıl çıkacak bakalım?”
Cari açık tehditi sürüyor. Cari açık kontrol edilirken durgunluğa (resesyon) girmek söz konusu. Hükümet, durgunluğa girmektense cari açığı tercih ediyor ki, işsizliğin yüksekliğini düşününce buna hak verilebilir.  Fakat işsizliği de dikkate alarak cari açık sorununu çözmek gerekiyor. Bu şuna benziyor: İki hastalığı olan bir kişide, birini tedavi eden ilacın diğer hastalığı azdırması gibi.
MHP’den Alim Işık ise bütçe hakkında özetle şunları söyledi:
“Sosyal adaletten uzak, işçi-köylü, memur, çiftçi vs. dürüst vatandaşı korumaktan uzak ve bir avuç mutlu azınlığın daha mutlu olacağı ithalata dayalı bu bütçe ile ancak iktidara yakın olanların servetine servet katılacaktır.”
Ve şunu da ilave etti Alim Işık:
“Van’daki depreme verilen imkanlar Simav’daki depreme niye verilmedi?”
“Kiralık işçi” yasası tekrar Mecliste,  fakat AVM”leri  şehir dışına çıkarma mevzu unutuldu.
Şike yasasına evet, işçi yasasına hayır, deniyor.
 Hükümet patronları  kıramıyor anlaşılan.
“Kiralık işçi” yasası tekrar mecliste ama AVM’leri şehir dışına çıkartma mevzusu unutuldu.
Şike yasasına “evet” işçi yasasına “hayır” deniyot.
Hükümet patronları kıramıyor anlaşılan.
Futbol ve ticaret baronları, yasama- yürütme ve yargının üstünde anlaşılan.
Bizim inandığımız Başyücelik sisteminde ise sermaye ve mülkiyette tedbircilik kuralı var. Fert ve toplumun sömürüsü böylece önlenmiş olur.
Fakat bu sistemde sömürü önlenemez;çünkü sistem o şekilde kurulmuş. Ancak iyi niyetli çabalar olur.
Topyekün bir değişimden bahsetmenin ve yepyeni bir dünya görüşünün kavgasını vermenin kararlılığı bir kez daha görülüyor.



Baran Dergisi, 257. Sayı